11 Aralık 2015 Cuma

Crimson Peak


Crimson Peak’in sanat işçiliğine çamur atacak değilim. Guillermo del Toro zaten kendine özgü dünyası olan bir yönetmen, burada da altına yaldızlı imzasını atarak, dünyasını tüm tuhaflığı ve renkliliğiyle sergilemeyi başarmış. Prodüksiyon dizaynı, set dekorları, sinematografisi, kostüm tasarımı ve görsel efektleri kusursuza yakın bir kalibrede. Kendi adıma filme olan  tahammülümü de bunlara borçluyum. Çünkü çok kısır bir konuya sahip Crimson Peak. Odağında, birlikte seri cinayetler işleyecek kadar gözleri dönmüş, geçmişleri karanlık, servet avcısı kafadar kardeşler (Tom Hiddleston - Jessica Chastain) ile hayaletlere inanan genç bir yazar (Mia Wasikowska) var. Kağıt üzerinde kulağa hoş gelse de maalesef ağır aksak ilerliyor, sırlar bir türlü açığa çıkmıyor ve bir yere bağlanamadan da son buluyor. Korku filmi olarak lanse edildiği için koltuktan fırlatacak, sarsıcı bir sahne beklerken; o, geceleri uğrayan kanlı hayaletlerin bahşettiği tahmin edilir gizem ve gerilimlerle yetinmemizi istiyor. Bu tür klişelere sürüklenmesi de haliyle değerini azaltıyor.

Oyunculuk performansları ise ne eksik ne de fazla. Wasikowska ve Hiddleston gayet iyi, ama harikalar yarattıkları da söylenemez. En fazla Chastain’in kanlı – bıçaklı fettan görümce profilini beğendiğimi de söylemeliyim.


Sözün özü; filmden daha çok, tuhaf atmosferiyle merak uyandıran, ürkünç bir gotik müzesini andırıyor Crimson Peak. Pek fena bir seyirlik olmasa da sağlam kadrosu ve görselliğiyle hikayesini izlettiriyor. (B)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder