13 Eylül 2015 Pazar

Müzik Kutusundan Sanrılar #5

.............Bir filmden çok daha fazlası.............



Nadine Labaki’nin narin elleriyle bizzat yarattığı umut abidesi öylesine bizden öylesine içimizden ki, ağaca bağlanan çaputlar misali hayata bir yerlerden tutunmanıza yardım ediyor. Dilek tutmak ve kabul edilmesini beklemek… Sadece bu umut yetmez mi insana yaşamak için? Can vermez mi?

Memleket yangın yeri gibi, beşer onar ölüyor insancıklar. Ne uğruna can verdikleri belli değil… Anneler durmaksızın ağlıyor… 


Annelerin toparlayan, düzenleyen, ayrıştırmayan, can katan yönlerine kulak veren bir anlatı "Peki Şimdi Nereye?" (Where Do We Go Now?). Anneler artık ağlamasın diye yapılmış sanki. Özellikle, ülkece bir arada yaşama efsanemizi toprağa verdiğimiz şu günlerde, dirilip yeniden başlamamız için izlemek gerek. Şöyle fısıldıyor film dünyanın dört bir yanına nifak tohumu ekmekte olan yöneticilere; Lütfen makamlarınızı mevkilerinizi terk edin. Bu dünyada yönetim yetisini en adil, en doğru kullanabilecek topluluk annelerdir. Çekilin… tüm koltuklarınızı annelere verin. Bakın nasıl çözülüyor tüm sorunlar kan dökülmeden...


Kızgın güneşin altında kalpleri kırılmış iki farklı toplumun, Lübnan’da mayınlarla çevrilmiş yalnız bir köyde geçen hikayesi, köye ansızın uğrayan aşağılık savaş fitnesi nasıl da tanıdık…

Lütfen izleyin bu filmi. Tüm kusurlarını, eksiklerini, melodramlarını bir kenara bırakın ve iyi niyetle kalbinizi açıp izleyin. Bana hak vereceksiniz… 


"Her tarafta savaş devam ederken huzuru bulmuş bir köy. Derin bir uykudan yeni bir barışa uyanmış erkekler. Çocuklarını korumak için, silah ve fişek yerine dua ve çiçeklerle savaşan siyahlı kadınlar. Kader yeni bir yol bulmak için onları kullandı…"  

*Biz de bir gece bütün memleket anne yapımı haşhaşlı pastadan yesek ve uyandığımızda çözülmüş olsa tüm sorunlar.... umut etmek güzel...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder